Hara'ya dair

Hara, 2022'de sanatçı Canan Bozbağ tarafından kurulan ve özgün sergiler, performanslar, konserler, etkinlikler ve öğrenme programlarıyla yaratıcılığın kutlandığı bağımsız bir kültür sanat alanı. Uskumruköy’de 5.000 m2 bir arazinin içinde konumlanan Hara, peyzaj mimarı Ermanno Casasco tarafından tasarlanan ve kalıcı heykel koleksiyonunun yer aldığı bahçesinin yanı sıra 2.000 m2 kapalı alana sahip. Sanatçılar ve ziyaretçiler için yaratıcı atölye alanları, toplantı ve buluşma mekânları, kafe, mağaza ve kitaplığıyla Hara, farklı yaş ve ilgi alanlarını bir araya getiriyor.
Hara mimarisine dair

Mimari Proje Ekibi: Bucan Arslan, Sevil Korkmaz, Erman Daymen
Yüklenici: Cengiz Kurt Mimarlık
Statik Proje: Yapı Akademisi
Peyzaj Tasarımı: Ermanno Casasco
İç Mekân Projesi: Cengiz Kurt Mimarlık
Şehrin Kuzeybatı ormanlık alanında sırtını karayel ve yıldız rüzgarlarına veren oldukça sade iki kütlenin planda birleşimi ancak kullanımda bağımsız olması ile tasarlanan yerleşke, konut ile mikro ölçekte kültür sanat yapısından oluşuyor.
Büyük su alanı etrafına yerleşen iki kütle ve pavilion/köşk ile bir tarafı orman olan bu açıklık, bir buluşma avlusu ve açık alan aktivitelerinde birimlerin olumlu etkileşimine izin veriyor.
Yapı basit kaplamasız ve tasarlanmış brüt beton ve az oranda korten çeliğinden oluşan yönlenmeyi sağlayan dolu kütleler ile büyük ışık açıklıklarından oluşuyor. Genel planı sağlayan yapısal elemanların açıklıkları da bu orta buluşma alanına bakarak ışığı bu avludan ve kontrollü olarak çatısındaki yırtıklardan alıyor. Böylece iç mekânda daha çok sergileme alanı çıkarken orta alandan ve diğer yapılardan sergi/performans izlenebiliyor.
Alt kat iç bahçe ve ışıklık etrafına yerleştirilen farklı boyutlarda ve özelliklerde birbirlerini gören alanlara sahip. Bu mekanları sanatçı atölyesi, kafe, kütüphane ve diğer servis alanları destekliyor.
Galeri giriş alanında korten çeliğinden yapılan paneller hareket ederek kapalı karanlık bir kutu oluşmasını veya ışığı kontrol etmek için kullanılıyor. Büyük salondan alt ve üst kata geçişteki merdivenlerin duvara dayanmaması yüksek sergi alanı oluştururken şeffaflığı ile kesintisiz tüm alanların birbirlerini görmesini sağlıyor. Galeri tavanından mekânı bölmek, akustik ya da hacimi azaltmak için dikey kumaş elemanlar iniyor. Üst kattaki mekânları bağlayan köprü ise sergi/performans/dinleti sırasında seyir balkonu olarak kullanılıyor.
Konut birimi kendi içinde yine diğer alanlardaki gibi kapanmayan ancak gerektiğinde bölünebilen odalaşmayan bir iç plana sahip. Katlar arasında dolaşırken de her mekân diğerinden izlenebiliyor.
“Sürdürülebilirlik” bu yerleşimde karma kullanım ve kültürel paylaşım ile gerçekleşiyor.